2016 YILINDA EKONOMİK ORTAM VE SEKTÖRÜN GÖRÜNÜMÜ
ABD’de Donald Trump’ın başkan seçilmesinin ardından altyapı yatırımlarında beklenen artışın maliye politikasının ilerleyen dönemde çok daha genişlemeci olacağına işaret etmesi ile birlikte enflasyon beklentileri yükselmiştir.
ABD merkez bankasının (Fed) faiz artırımlarında önceki tahminlere göre daha hızlı hareket etmesi beklenmekte, bu da tahvil faizlerinde belirgin artışa sebep olmaktadır.
Bununla birlikte, Donald Trump’ın seçim vaatleri arasında yer alan korumacı tedbirler tedirginlik kaynağı olmaya devam etmektedir.
Dış ticaret hacmini ya da emek piyasasını daraltma potansiyeline sahip bu tip önlemler ABD’nin potansiyel büyüme oranını düşürme riski barındırmaktadır. ABD’de uygulanması beklenen politikaların, gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışını tetikleyebilecek unsurlar içermesi, önümüzdeki döneme ilişkin ana risk faktörlerinden biridir.
Türkiye’de GSYH büyümesi yıl boyunca zayıf seyrederken, tüketici güven endeksindeki gerileme, ekonomik aktivitenin çok kolay toparlayamayabileceğine işaret etmektedir.
Hükümet, 2016 yılı büyüme tahminini %4.5’ten %3.2’ye revize etmiştir. Konut kredileri başta olmak üzere kredi faiz oranlarındaki düşüş, yılın son çeyreği itibarıyla tüketici kredilerini bir miktar canlandırmış olsa da toplam kredi büyümesi yavaş seyretmektedir. Önümüzdeki dönemde zorlaşan dış finansman koşulları ve artan jeopolitik riskler ile birlikte iktisadi faaliyette yavaşlama yaşanacağı ve GSYH büyümesinin 2017 yılında da görece zayıf gerçekleşeceği öngörülmektedir.
Döviz kuru gelişmeleri ve gıda enflasyonu kaynaklı olumsuz baz etkileri 2017 yılına ilişkin enflasyon görünümünü bozmaktadır.
2016 yılında gıda fiyatları tarihsel ortalamanın oldukça altında kalmış, bu da manşet enflasyona olumlu yansımıştır. Ancak, Türk lirasının zayıf seyri, yönetilen/yönlendirilen ürünlerdeki fiyat artışları, olumsuz baz etkileri ve Rusya’ya gerçekleştirilen gıda ihracatında beklenen toparlanma, önümüzdeki dönemde enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk oluşturmaktadır. TCMB, son dönemde finansal piyasalarda yaşanan volatilite sonrasında haftalık repo faizi ile gecelik faizleri artırmış, ayrıca aldığı ilave tedbirlerle sisteme döviz likiditesi sağlamıştır.
Büyümedeki yavaşlamaya rağmen, turizm gelirlerindeki düşüş ile birlikte cari açıktaki iyileşme trendi sona ermiştir.
Jeopolitik gelişmeler neticesinde turizm gelirleri 2016 yılında %35 düşüş kaydetmiş, bu nedenle cari açık, ekonomik aktivitedeki yavaşlama ve petrol fiyatlarındaki ılımlı seyre rağmen Ağustos ayından itibaren tekrar artışa geçmiştir. Finansman koşullarının sıkılaşacağı 2017 yılında Türkiye’nin dış finansman ihtiyacının önemini koruyacağı, cari açığın GSYH’ye oranının ise %4.5 civarında gerçekleşeceği öngörülmektedir.
Türk Bankacılık Sektörü Başlıca Göstergeleri |
||
---|---|---|
|
Aralık 2015 |
Aralık 2016 |
Aktif büyüklüğü |
2.36 trilyon TL |
2.73 trilyon TL |
Kredi hacmi |
1.52 trilyon TL |
1.78 trilyon TL |
Menkul değerler cüzdanı |
330 milyar TL |
352 milyar TL |
Mevduat hacmi |
1.33 trilyon TL |
1.55 trilyon TL |