2015 YILINDA EKONOMİK ORTAM VE SEKTÖRÜN GÖRÜNÜMÜ
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artışı piyasalarda belirleyici rol üstlenmektedir.
ABD Merkez Bankası (Fed), 16 Aralık 2015 tarihinde aldığı karar ile 10 yıllık bir aradan sonra faiz oranlarında artırıma giderek politika faiz oranını 25 baz puan yükseltmiştir. Yapılan açıklamada Fed’in faizleri artırmada hızlı davranmayacağı ve ölçülü hareket edeceği ifade edilmiştir. Fed’in gerçekleştirdiği bu ilk faiz artışından sonra, 2016 ortasına doğru doların kuvvetlenmesine, ekonomik aktivitenin ve enflasyonun görünümüne bağlı olarak artışlara ara verebileceği düşünülmektedir.
Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) hamleleri Fed’e kıyasla beklentileri karşılayacak düzeyde bulunmamaktadır.
2015 yılına yaklaşırken, Euro Alanı’nda piyasalardaki hayal kırıklığı devam etmiştir. AMB yönetimindeki farklı görüşler bankanın cesur adımlar atmasına engel olmaktadır. Düşen emtia fiyatları ve bu durumun enflasyon üzerinde oluşturduğu baskı AMB’yi adımlarını yeniden değerlendirmeye itebilecektir.
GSYH yılın üçüncü çeyreğinde de beklentilerin üzerinde büyümeye devam ederken cari açıktaki daralma düşen emtia fiyatlarının da desteğiyle devam etmiştir.
Üçüncü çeyrek büyüme verilerinin açıklanması sonrasında 2015 yılı büyüme tahmini %3.3’ten %3.6’ya revize edilmiştir. Diğer taraftan 2016 yılında büyümenin bir ölçüde yavaşlaması beklenmektedir. Tüketim talebinin kredi büyüme hızındaki yavaşlamanın da gösterdiği gibi gerileyeceği, zorlaşan dış finansman koşulları ve artan jeopolitik riskler ile birlikte büyüme hızında bir yavaşlama yaşanacağı öngörülmektedir.
Enflasyondaki yukarı yönlü riskler devam etmektedir.
Asgari ücretteki yüksek artış ve katılaşan enflasyon beklentileri 2016 yılında da enflasyonu %8 seviyesinin üzerinde tutması beklenmektedir. Merkez Bankası enflasyondan ziyade kurdaki baskılara tepki verme eğimini yüksek olasılıkla sürdürecektir. Fed’in faiz artışını takiben, TCMB’nin haftalık repo faizini artırması ancak likiditeyi sıkı tutarak gecelik faizleri %10.75 seviyesinde oluşturmaya devam etmesi beklenmektedir.
Cari açık yılın ikinci yarısında iyileşmeyi sürdürmektedir.
2015 yılının ikinci yarısında Türkiye’nin cari açığında toparlanma ivmesi yakalanmış olsa da mevcut şartlarda cari açık GSYH’nin %4.8’ini oluşturmaktadır. Petrol fiyatları varil başına 55 ABD doları olarak değerlendirildiğinde cari açığın önümüzdeki yıl %4.4’e gerileyeceği enerji fiyatlarındaki mevcut düşük seyrin sürmesi halinde ise cari açığın %4 seviyesine doğru geri çekilebileceği öngörülmektedir.
Türk Bankacılık Sektörü Başlıca Göstergeleri |
||
---|---|---|
|
Aralık 2014 |
Aralık 2015 |
Aktif büyüklüğü |
1,99 trilyon TL |
2,36 trilyon TL |
Kredi hacmi |
1,24 trilyon TL |
1,48 trilyon TL |
Menkul değerler cüzdanı |
302 milyar TL |
330 milyar TL |
Mevduat hacmi |
1,05 trilyon TL |
1,24 trilyon TL |