2017 FAALİYET RAPORU
PDF BNP PARIBAS GRUP İLETİŞİM ENGLISH

YÖNETİM KURULU BAŞKANI'NIN MESAJI

2017 yılında Türkiye ekonomisi, gerek otoritenin ekonomik faaliyeti desteklemeyi hedefleyen teşvikleri gerekse düşük baz yılının ürettiği etkiyle güçlü bir büyüme kaydetmiştir.

Değerli paydaşlarımız,

Dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan siyasi gelişmeler global piyasaları zaman zaman etkilese de, 2017 yılında küresel büyüme uzun bir aradan sonra yaygınlık göstermiştir.

TEB’in 2017 yılı performansını sunan faaliyet raporumuzu ve mali sonuçlarımızı paylaşmadan önce, dünyada, ülkemizde ve sektörümüzde meydana gelen gelişmeleri irdelemek ve Bankamızın kaydettiği ilerleme hakkındaki tespitlerimizi özetlemek isterim.

2017 yılı değişken bir küresel gündemle geçmiştir.

Başkan Trump’ın ilk yılında, ABD ekonomisi yılı güçlü bir performans ile tamamlamış; Avrupa, aynı süreçte ağırlıklı olarak farklı ülkelerdeki genel seçimlerle ilgilenmiştir. Almanya, Avusturya ve Hollanda’da yapılan seçimler sağ kanadın yükselişini işaret ederken; Brexit, Avrupa’nın bir diğer önemli gündem maddesi olmayı sürdürmüştür. İspanya’nın Katalonya Bölgesi’nde gerçekleştirilen referandumdan çıkan bağımsızlık kararı ise AB’nin geleceğinin bir kez daha sorgulanmasına neden olmuştur.

Ülkemize komşu Orta Doğu’daki iç savaş ve diğer gerginlikler kadar Arap Yarımadasına yayılan siyasi sorunlar da gündemde öne çıkan gelişmeler arasında yerini almıştır. Yıl boyunca dünya kamuoyunu ilgilendiren ve yer yer korkuya yol açan diğer bir gelişme ise Kuzey Kore’nin balistik füze denemeleri ve bu konudaki sert politik çıkışları olmuştur.

Dünya ekonomisinin performansı, geleceğe dair umutları güçlendirmiştir.

Son yılların aksine, 2017 yılında dünya ekonomisi, öngörüleri aşan bir büyüme performansı göstermiştir. IMF, 2017 yılında küresel büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmiştir.

2017 yılının dördüncü çeyreğinde %2.6 büyüyen ABD ekonomisinin yılı %2.3’lük büyüme ile tamamladığı tahmin edilirken, 2018’de büyümenin süreceği ve %2.7 seviyesinde gerçekleşeceği ifade edilmektedir.

Euro Alanı’na ilişkin göstergeler de olumludur. Bölgenin toparlanmaya devam ettiğini işaret eden performans ölçütleri geleceğe dair beklentileri beslemektedir. Euro Alanı, 2017 yılında son 10 yılın en güçlü performansını kaydederek %2.5 büyümüştür.

Ulaşılan yaygın küresel büyüme başlıca merkez bankalarının kararlı politikalarının bir sonucudur.

2008 küresel krizinin üzerinden geçen 10 yıllık dönemin en belirgin konu başlıklarından biri, belli başlı merkez bankalarının izlediği para politikaları olmuştur.

2017 geride kalırken, destekleyici politikaların küresel ve bölgesel ekonomik faaliyeti canlandırma hedefinde başrolü oynadığı açıkça görülmektedir. Fed, Avrupa Merkez Bankası ve BoJ farklı zamanlarda da olsa ekonomiyi rahatlatmayı ve faaliyetleri canlandırmayı öngören para politikalarını devreye almışlardır.

Fed, 2017 yılında öngördüğü şekilde 3 kez faiz artırımı gerçekleştirmiş ve bilanço küçültme sürecine geçmiştir. İş gücü piyasası bu süreçte tam istihdama yaklaşmış, enflasyon cephesinde ise %2’lik hedefe ulaşılamamıştır.

ECB, 14 Aralık 2017 tarihli toplantısında para politikasında bir değişikliğe gitmemiş, mevduat kolaylığı faiz oranını aynı seviyede tutmuştur. Ancak ECB Başkanı Draghi, toplantı sonrası yaptığı açıklamada Euro Bölgesi’nde, büyüme görünümü açısından risklerin dengede olduğunu vurgulamış ve yukarı yönlü sürprizler görülmesi potansiyelinin varlığını işaret etmiştir. Draghi, enflasyon görünümünün zayıf kalmasına rağmen, Avrupa için deflasyon riskinin artık ortadan kalktığını da ifade etmiştir.

Küresel piyasalardaki sermaye hareketleri gelecek dönemin seyrini belirleyecektir.

Önümüzdeki dönemin görünümü ve ülkelerin büyüme performansları, küresel sermaye piyasalarındaki iştahın ve sermaye hareketlerinin bir fonksiyonu olarak gelişecektir. Aralarında Türkiye’nin de yer aldığı gelişmekte olan ekonomilerin performansı açısından sermaye akımlarının yönü ve hacmi belirleyici olacaktır.

Unutmamalıyız ki küresel ekonominin baş aktörleri olan merkez bankalarının politikaları; sermaye piyasalarında doğrudan yatırım, portföy yatırımları ve borç enstrümanları gibi farklı kanallar üzerinden gelişmekte olan ekonomileri etkilemektedir.

Kanaatimizce, 2018 yılında gelişmiş ülkelerin büyük bölümünde merkez bankaları normalleşme adımları atmaya devam edeceklerdir. Diğer taraftan faiz oranlarının 2018 yılında düşük seviyelerini koruyacağı öngörülmektedir. Tüm bu olasılıklar birlikte değerlendirildiğinde, yatırımcıların gelişmekte olan ekonomilere ilgisinin devamı beklenmektedir.

Türkiye ekonomisi 2017’de güçlü büyüme kaydetmiştir.

2017 yılında Türkiye ekonomisi, gerek otoritenin ekonomik faaliyeti desteklemeyi hedefleyen teşvikleri gerekse düşük baz yılının ürettiği etkiyle güçlü bir büyüme kaydetmiştir.

Bütçe açığı, ekonomiye yönelik artan kamu desteği paralelinde genişlerken; bütçe açığının mili gelire oranı sağlanan güçlü ekonomik büyümenin katkısıyla düşük seviyede tutulabilmiştir.

Ekonominin istikrarlı bir büyüme patikasına kavuşmasının ardından destekleyici tedbirlerin geri alınması ve orta-uzun vadede mali disiplinin korunması sürdürülebilir kalkınma ve uzun vadeli yaygın refahın tesisi açısından önemlidir.

Türkiye ekonomisi açısından büyümenin sürdürülebilirliği gelecek dönemin en önemli konusu olmaya adaydır. Sağlıklı ve dengeli büyümenin devamı işgücü piyasası koşullarının iyileştirilmesi ve refah artışının temini açısından da önem taşıyacaktır.

Ülkemiz ekonomisinin 2018 yılında büyüme performansını sürdüreceği öngörülmekle beraber, büyüme hızının 2017’ye kıyasla bir miktar yavaşlayacağı düşünülmektedir.

2017 yılının en önemli kaybı enflasyonla mücadele cephesinde ortaya çıkmıştır.

2017’nin başından itibaren çift haneli seyreden TÜFE, Kasım ayında en yüksek seviyesine çıkmıştır. TÜFE, özellikle gıda ve enerji fiyatlarındaki artışın da etkisiyle yılı %11.92 seviyesinde kapamıştır.

Enflasyon 2011'den bu yana ilk kez bir takvim yılını çift haneyle tamamlamış ve hızlı ekonomik büyümenin olumsuz yansımasını işaret etmiştir.

Bankacılık sektöründe hızlı kredi büyümesi

Türk bankacılık sektörünün kredi hacmi 2017 yılında KGF’nin de desteği ile yıllık %21 oranında büyümüştür. Kredilerdeki güçlü artışla birlikte sektörün toplam aktifleri de %19.3 büyüyerek yılsonu itibarıyla 3,257 milyar TL seviyesine yükselmiştir.

Mevduat, 2017 yılında da bankacılık sektörünün ana fonlama kaynağı olmaya devam etmiştir. Diğer taraftan, sektörümüz üyeleri, yıl boyunca menkul kıymet ihraçları ve sendikasyon kredileri ile fonlama kaynaklarını çeşitlendirmeyi sürdürmüşlerdir.

2016 yılı sonunda %15.5 olan bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranı, Ocak ayındaki not indirimine rağmen 2017 yılsonu itibarıyla %16.9 seviyesinde gerçekleşmiştir. 2017 yılsonu itibarıyla sektörün net kârı bir önceki yılın aynı dönemine göre %30.9 oranında artarak 49.1 milyar TL düzeyinde gerçekleşmiştir.

Son yıllarda olduğu gibi önümüzdeki dönemde de Türk bankacılık sektörü için aktif kalitesini gözeten büyüme öncelikli hedef olmaya devam edecektir.

TEB 2017 yılında kuruluşunun 90. yılını gururla kutlamıştır.

Bankamız, Kocaeli Halk Bankası unvanı altında, 6 Haziran 1927 tarihinde 83 esnaf ve yerel işletmecinin emekleriyle kurulmuştur. İlk dönemde, Türkiye’de bölgesel bankacılığın başarılı bir örneğini oluşturan Bankamız yıllar içinde sağlıklı gelişimini ve büyümesini sürdürmüş; TEB markası altında, sektörün en saygın üyelerinden biri olarak 90 yaşına ulaşmıştır.

Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise 3. büyük bankası BNP Paribas Grubunun bir üyesi olan TEB, milli ve global iki büyük gücün birleşimidir. TEB sadece Türkiye’de büyüyen bir güç değil, dünya çapında ses getiren yenilikçi idealleri ile değişime öncülük eden bir markadır.

Bankamız, 2017 yılını başarılı bir performansla taçlandırdı.

En iyi uygulamaları, inovasyonu içselleştirme gücü, müşteriye sunduğu katma değeri yüksek ürün ve hizmetleriyle piyasada farklılaşan TEB, 2017 yılında başarılı bir performans sergilemiştir. Bankamız, 2017 yılında %8 büyüme kaydetmiş; toplam aktifleri 85.8 milyar TL’ye kredi hacmi ise 63.3 milyar TL’ye ulaşmıştır.

Kredilerimizin toplam aktiflere oranı %74 olurken, %3.02 olarak gerçekleşen takipteki krediler oranı, güçlü kredi politikalarımızın ve özenli risk yaklaşımının somut bir sonucudur.

Performans düzleminde paylaşmak istediğim bir diğer nokta, iştiraklerimizin tamamının 2017’yi başarılı bir performans ile tamamlamış olmasıdır. İştiraklerimiz yıl boyunca faaliyet gösterdikleri iş kollarında, TEB müşterisine sunduğumuz ürün ve hizmet yelpazesini zenginleştirmeye, çapraz ve tamamlayıcı hizmet satışlarını geliştirmeye ve katma değer üretim gücümüzü pekiştirmeye devam etmişlerdir.

TEB sosyal sorumluluk ekseninde de fark yaratmaktadır.

Bankamız yürüttüğü kapsamlı sosyal sorumluluk projeleri ile toplumda yaygın pozitif etki üretmektedir. KOBİ’ler ve kadın girişimciler başta olmak üzere bütün girişimcilik evrenini güçlü bir şekilde desteklemekte olan TEB; toplumsal ölçekte finansal okuryazarlığın gelişmesi ve farkındalığın artması konusunda da yaygın ve örnek alınan çalışmalar gerçekleştirmektedir.

İnancım odur ki, TEB yıllar geçtikçe daha geniş kitlelere ulaşacak ve sosyal misyonunun kapsamındaki üretim ve paylaşımını daha da geliştirecektir. Bu vesileyle bizimle işbirliği içinde çalışan tüm sivil toplum kuruluşlarına ve sosyal paydaşlarımıza teşekkür etmek isterim.

Gelecek odağımız

TEB müşterileri için güven ve istikrarı ifade etmekte, her türlü piyasa koşulunda iş dünyasının korunaklı limanı ve sürdürülebilir destekçisi olarak faaliyet göstermektedir.

TEB, benzer şekilde uluslararası arenada da büyük bir güce sahiptir. Saygın kimliğiyle Türk bankacılık sektörünü tüm platformlarda başarıyla temsil etmekte, sektörümüzün uluslararası performansı açısından örnek teşkil etmektedir.

TEB sahip olduğu bu güçlü temeller üzerinde yükselmeye ve geçmiş 90 yılda olduğu gibi gelecekte de taşıdığı büyük sorumlulukla çalışmaya, üretmeye ve paylaşmaya devam edecektir. Dün olduğu gibi yarın da öncelikle müşterilerimize sunduğumuz değer önerisini geliştirmeye odaklanacak, koşut olarak itibarımızı son tahlilde hissedar değerimizi sürekli geliştirmeyi hedefleyeceğiz.

Şahsım ve Yönetim Kurulumuz adına, müşterilerimiz ve çalışanlarımız başta olmak üzere tüm paydaşlarımıza saygılarımı sunarım.

Saygılarımla,


                                                                                             
Yavuz Canevi
Yönetim Kurulu Başkanı