2018 FAALİYET RAPORU
PDF BNP PARIBAS GRUP İLETİŞİM ENGLISH

YÖNETİM KURULU BAŞKANI'NIN MESAJI

2018 yılında, gelişmiş ekonomilerde büyüme sağlıklı bir performans gösterirken gelişmekte olan ülkelerde görece bir yavaşlama izlenmiştir.

Değerli paydaşlarımız,

Dünya ekonomisi açısından 2018 yılının en önemli gelişmelerinden biri korumacı ticaret önlemlerinin ağırlık kazanmış olmasıdır.
IMF; Ocak 2019 yılında yayınladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporunda, 2018 yılına ilişkin büyüme beklentilerini %3,7 olarak teyit etti.

2018 yılında, gelişmiş ekonomilerde büyüme sağlıklı bir performans gösterirken gelişmekte olan ülkelerde görece bir yavaşlama izlenmiştir. Diğer taraftan, küresel ekonomiyi olumsuz etkileme olasılığına sahip bazı risklerin yeniden arttığı görülmektedir. Orta Doğu’daki çatışma ortamı başta olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarındaki jeopolitik gelişmeler, küresel ticareti kısıtlayıcı hareketler, Brexit belirsizliği başta olmak üzere  bazı gelişmiş pazarların görünümündeki hızlı bozulma, sıkılaşan para ve maliye politikaları küresel finansal piyasaları olumsuz etkileyebilecek başlıca öğeler arasında yerini almıştır.

ABD Yönetimi, 2018’de dış ticaret alanında korumacı önlemlere yönelmiş ve somut adımlar atmıştır. ABD’nin Çin’den ithal edilen çok sayıda ürüne gümrük vergisi getirmesi Çin’in misillemesi ile karşılık bulmuştur. Süreç belli bir tırmanmadan sonra, Kasım ayında G-20 zirvesinde bir araya gelen ABD-Çin liderlerinin 90 gün boyunca yeni gümrük vergisi getirilmemesi konusundaki uzlaşmaları ile yeni bir aşamaya ulaşmıştır. Uluslararası ticarette gerilimler ve küresel ekonomik performansa olası olumsuz etkileri, 2019 yılında dikkatle izlenmesi gerekecek bir gündem maddesi olmaya adaydır.

2018 yılında küresel ekonomiye yön veren dünyanın önde gelen merkez bankalarının aldığı kararlar, genellikle beklentiler doğrultusunda realize olmuştur. Fed, 2018’de bilançosunu küçültmeye devam etmiştir. Yıl içinde 4 kez faiz artıran Fed, 2019 yılında daha ılımlı bir faiz politikası izleyeceğini kamuoyuyla paylaşmıştır.

Varlık alım programının büyüklüğünü kademeli azaltma sürecinde olan ECB, 2018 sonunda bu programı sonlandırdığını açıklamıştır. Faiz oranlarını yıl boyunca aynı tutan ECB; 2019 yılının ikinci yarısında, Euro Alanının performansına bağlı olarak, faizleri yukarı yönlü revize edebileceğinin sinyalini vermiştir. Diğer taraftan, başta İtalya olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde görülen yüksek işsizlik oranları ve borç stoku, Avrupa Birliği’nde çözümü uzun zaman alacak konular olarak gündemdeki yerlerini korumaktadır.

2018 yılının ön plana çıkan bir diğer gelişmesi petrol fiyatlarında gözlenen dalgalanmadır. Gelişmiş ülkelerdeki büyümenin tetiklediği talep artışı, petrol fiyatlarında 80 ABD dolarının üstünün test edilmesine yol açmıştır. Buna mukabil, küresel ekonomiye dair resesyon kaygılarının gerek Fed’in sıkı para politikası gerekse ticaret savaşlarının varlığında yeniden yükselebileceği beklentisi, petrol fiyatlarında sert düşüşlere neden olmuştur.

Gelişmekte olan ülke piyasaları, küresel likidite koşullarından etkilenmiştir.
2018 yılında, gelişmiş ülke ekonomilerinde izlenen güçlü toparlanma, küresel likidite koşullarının sıkılaştığı bir süreci beraberinde getirmiştir. Bu durum, yılın özellikle 3. çeyreğinde somutlaşmış ve gelişmekte olan ekonomilere dair risk algısında hızlı bir bozulma yaşanmıştır. Dalgalanma kısa sürmüş olsa da aralarında ülkemizin de yer aldığı bazı ülkelerin piyasalarında sert düşüşler ortaya çıkmıştır. Ulusal para değerlerinde kayıplar yaşanırken, borçlanma maliyetleri yukarı yönlü hareket etmiş, enflasyonist baskılar artmıştır.

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF)’nün verilerine göre, gelişmiş ülkelerin uyguladığı sıkı para politikasının sonucunda, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy yatırımları 2018’de gerilemiştir.

Yaşanan tüm bu gelişmelere rağmen, yaygın kanaat, gelişmekte olan ülkelere yönelik risk algısında, 2019 yılında yeni bir bozulmanın olmayacağı ve küresel ekonominin mevcut büyüme kompozisyonunun devam edeceği yönündedir.

Türkiye ekonomisindeki ivme kaybı 2018’in son aylarında belirginleşmiştir.
2018 yılında hız kesmeye başlayan Türkiye ekonomisinde, ilk çeyrekte %7,2, ikinci çeyrekte ise %5,3 düzeyinde gerçekleşen büyüme performansının ardından, ekonomik faaliyetteki yavaşlama belirginleşmiştir.

Ağustos ayında meydana gelen gelişmeler ve döviz kurlarındaki yükselme, piyasaların önemli kayıplar yaşamasına yol açmıştır. Ortaya çıkan tablo, şirket bilançolarında baskı yaratmış, finansal koşulların sıkılaşması ve kaynak maliyetlerindeki artış ekonomik faaliyeti aşağı yönlü baskılamıştır.

Bu gelişmelerin bir sonucu olarak Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde %1,6 gibi görece düşük bir oranda büyümüştür. Aynı çeyrekte, güçlü dış talebin desteğinde yükselen ihracat performansı, ekonomide dengelenme eğiliminin belirginlik kazandığını ortaya koymuştur.

Dönem boyunca, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde yaşanan olumlu gelişmeler ile petrol fiyatlarındaki gerileme, Türk varlıkların fiyatlarını yukarı yönlü desteklemiştir. Yılın son çeyreğinde ise net ihracatın büyümede önemli rol oynadığı tahmin edilmektedir.

Yaşanan ani ve hızlı gelişmeler karşısında Hükümet, 2019 yılı Eylül ayında Dengelenme, Disiplin ve Değişim başlıklı yeni ekonomi programını açıklamıştır. Otorite, hemen sonrasında Enflasyonla Topyekün Mücadele Programını devreye almıştır. Alınan tedbirler ve hızla uygulamaya sokulan politikalar, 2018’in son çeyreğinde döviz kurlarında dengelenme, faizlerde ise sınırlı bir düşüşü destelemiştir.

2019 yılında gelişmiş ülke merkez bankalarının para ve faiz politikaları, küresel likidite koşullarını belirleyici olacaktır. Bu durum, Türkiye ile diğer gelişmekte olan ülkelerin küresel sermayeye erişim imkânlarının çerçevesini çizecektir.

Türkiye bankacılık sektörü 2018 yılında görece hız kesmiştir.
2018 yılında yaşanan gelişmeler ve iç piyasada izlenen daralma, bankacılık sektörüne, kredi talebinde daralma ve artan faiz hadleri olarak yansımıştır.

Kredi Garanti Fonu (KGF) teminatı ile kullandırılan kredilerin desteğiyle 2017 yılında kredi hacmini hızla büyüten sektörün plasman faaliyeti 2018 yılının ilk çeyreğinin ardından yavaşlama eğilimine girmiştir. Kurlarda yaşanan dalgalanmalar, bankacılık sektörünün ana fonlama kaynağı olan mevduatın seyrini ve kompozisyonunu belirleyici olurken, sektörün mevduat dışı kaynak ihtiyacının da azaldığı izlenmiştir.

Ekonomik faaliyette yaşanan ivme kaybı sonucunda, bankacılık sektörünün aktif kalitesi de 2019 yılında sınırlı da olsa bozulma göstermiştir.

Kanaatimizce, Türkiye ekonomisinde dengelenme 2019 yılının ilk yarısında devam edecektir. Yılın ikinci yarısında ise toparlanma başlayacak ve Türkiye ekonomisi yeni başarı öyküleri ile küresel arenadaki yerini sağlamlaştırmaya devam edecektir. Bu süreçte, iyileşmenin kademeli gerçekleşmesi ve TCMB’nin enflasyon görünümünde kalıcı bir iyileşme elde edilene kadar sıkı para politikası duruşunu koruması beklenmektedir.

Değerli paydaşlarımız,

Mesajımın bu ikinci bölümünde TEB’in 2018 yılı kazanımları, BNP Paribas ile olan sinerjik ve güçlü işbirliğimiz, iştirak portföyümüzdeki gelişmeler ve geleceğe dair görüşlerimi sizinle paylaşmak isterim.

TEB, 2018 yılını 97 milyar TL’ye yaklaşan aktif büyüklüğü ve 64 milyar TL’lik kredi hacmi ile bitirmiştir.
Türkiye bankacılık sektörünün yapı taşlarından olan TEB, 2018 yılında, üyesi olduğu BNP Paribas Grubunun küresel ve bölgesel vizyonu doğrultusunda Türkiye piyasasındaki güçlü yerini daha da pekiştirmiştir.  

Bankamız, toplam aktiflerine oranı %66’ya ulaşmış bulunan kredileri ile Türkiye ekonomisine somut desteğini ortaya koymaktadır. TEB, bu kapsamda, KOBİ’lerden girişimcilere ve bireylere kadar toplam sayısı milyonlarla ifade bulan geniş ve yaygın müşteri kitlesine değer önerisi yüksek ürün ve hizmetlerini, kendine özgü hizmet ve kalite anlayışı ile sunmuş, iş kollarında bütçe hedefleri ile örtüşen operasyonel başarılar sağlamıştır.

TEB, bankacılığın tüm alanlarında müşterilerine katma değeri güçlü ürün, hizmet ve çözümler sunmaya odaklıdır. Bankamız 2018 yılında da müşteri deneyimini farklılaştırmaya ve yalınlaştırma yönünde çok sayıda atılımı hayata geçirmiştir.

TEB, inovasyonu DNA’sında içselleştirmiştir.
İnovasyonu kurumsal DNA’sında içselleştirmiş olan TEB, dijital bankacılıkta gerçekleştirdiği atılımlarla verimlilik ve etkinliğini tüm iş kollarında daha ivmelemiş, operasyonel maliyetlerini optimal ve rekabetçi bir seviyede kontrol altında tutmaya devam etmiştir.

Piyasaya sunduğumuz teknolojik tabanlı yenilikçi ürünler, TEB markasının Türkiye piyasasında ulaşmış olduğu haklı ve prestijli konumu daha da güçlendirirken, üyesi olduğumuz BNP Paribas Grubu bünyesinde en iyi uygulama olarak kabul gören projelere imza atmamızı ve know-how ihraç etmemizi desteklemektedir.

TEB iddialı olduğu bir diğer alan girişimcilik evrenidir.
Bankamız, altı yıldır hizmet sunduğu Girişim Bankacılığı yapılanması ile yenilikçi iş fikirlerini, kapsayıcı ve destekleyici bir yaklaşımla ekonomiye kazandırmak için çalışmaktadır.

Türkiye bankacılık sektöründe girişimcilik denince akla gelen ilk isimlerden olan TEB, girişimcilerin sürdürülebilir başarı elde etmesi ve uluslararası alanda kendilerine yer bulabilmesi amacıyla onları her platformda desteklemektedir. TEB, benimsediği yalın strateji kapsamında, girişimcilik evrenindeki varlığını güçlendirmeyi ve paydaşları için değer üretmeyi sürdürecektir.

2018 yılında dijital finansal okuryazarlık programını başlatmanın mutluluğunu yaşadık.
TEB, 2018 yılında, bugünün üniversite öğrencileri, yarının finansal tüketicilerine yönelik Dijital Finansal Okuryazarlık Programı’nı başlatmıştır.

TEB, program kapsamında il il gezerek üniversitelerde gençlerle buluşmaya ve onlara yeni nesil teknolojiler ve dijital dönüşüm konularında bilgi aktarmaya başlamıştır.

Ülkemiz refahının yükselmesi açısından tasarruf meylinin hızla geliştirilmesi büyük önem kazanmıştır. Tasarrufun yaygınlaşması kadar tabana yayılması da kilit değerdedir. Bu yalın gerçeklerden hareket eden TEB, finansal okuryazar bir nesil yetiştirilmesine yönelik çabalarına devam etmektedir. Bugüne kadar toplumun farklı kesimlerinden 19 milyon mertebesinde kişiye finansal okuryazarlık eğitimi sunan TEB, bu alandaki çabalarına hız kesmeden devam edecektir.

BNP Paribas ile karşılıklı güven ve saygı temelli bir sinerjik işbirliği içinde çalışmalarımızı sürdürüyor ve herkes için değer üretiyoruz.
TEB, üyesi ve stratejik ortağı olduğu BNP Paribas Grubu’nun küresel bileşenleri ile karşılıklı güven ve saygı temelli bir işbirliği içinde çalışmalarına devam etmektedir.

BNP Paribas ile olan stratejik iş ortaklığı kapsamında TEB, öncü roller üstlenmeye ve hizmette farkını her alanda ortaya koymaya odaklıdır. TEB,  Türkiye piyasasındaki engin deneyim ve bilgi birikimini, ortağının küresel hizmet gücü ve vizyonu ile uygun ölçeklerde bir araya getirmektedir.

TEB küresel ölçekte oluşturduğu bu sinerjiyi, Türkiye’deki hizmet sunum kapasitesini sürekli geliştirmek ve iştirakleri ile birlikte değerlendirildiğinde çok büyük bir kitlenin ekonomik geleceğinin inşasında etkin rol almak için kullanmaktadır. Bu düzlemde paylaşmak istediğim ve önemli olduğuna inandığım bir diğer konu iştiraklerimizin 2018 yılında sektörlerindeki lider ve öncü konumlarına yaraşır bir performans sergiledikleri gerçeğidir. 

TEB, profesyonel yönetim ekibi, güçlü ortaklık yapısı ve özkaynaklarıyla sağlam adımlarla geleceğe ilerleyişini sürdürmektedir.

Günümüz küresel pazarının yoğun ve sürekli değişen ekonomik ve politik gündeminin varlığında, 2019’a dair beklentilerimiz olumludur. Yenilikçilik üzerine kurgulanmış bulunan iş modelimiz ile değer üretmeye devam edeceğiz.

Mesajıma son verirken, TEB’in 2018 yılı faaliyet sonuçlarını ve mali tablolarını siz değerli paydaşlarımızın görüşlerinize sunmak isterim.

2018 yılı performansında emeği geçen TEB Yönetim Ekibi ve tüm çalışanlarımıza özverili çalışmaları için teşekkür eder, siz Hissedarlarımıza değerli ve sürekli desteğiniz için Yönetim Kurulumuz ve şahsım adına şükranlarımı sunarım.

Saygılarımla,


                                                                                             
Yavuz Canevi
Yönetim Kurulu Başkanı